Maç(a) Papazı

1 Mayıs 2007Hanımı arayıp hafta sonu için hayalini kurduğumuz mangal planlarını başka bir hafta sonuna ertelememiz gerektiğini söyleyince çok kızdı. -Hani başka bir plan yapmayacaktın? Senin gibi müezzine inananın vay haline! -Durum bildiğin gibi değil Kevser, kasabanın kiliselerine hafta sonu bir dostluk maçı yapalım diye teklif etmiştik. Nasıl olsa kabul etmezler diyorduk, malum dört gün sonrasına hangi Hollandalı’nın ajandası boş olurki? Olur demiş herifler! -Ben anlamam, kırk yılın başı hava güzel oluyor zaten elin memleketinde. Sen hem izinli değil misin? Salkımların Ziya abi bakmayacak mıydı senin yerine? -Ama bu başka bir durum. Dostluk mesajları filan vereceğiz. -Özkanları da çağırmıştık! Pazar günü yapın maçınızı? Ben bugün börekleri yapmaya başlayacaktım. -Olmaz! Onlar Pazar günü futbol maçı yapmazlar. Yapılacak birşey yok, televizyonculara, gazetecilere haber verilmiş, onlar da gelecekmiş -Bizi de götüreceksin o zaman, bakarsın biz de televizyona çıkarız! -Sen ne televizyona çıkıp günaha gireceksin hatun! ...

2 Mayıs

Sabah namazını yeni kıldırtmıştım – ki bizim imam zaten aradabir bu vakitleri bana kıldırtır, kendisi de fazladan iki saat uyku çeksin diye. Hiç bir bayram günü “Hürrem, hadi bu bayram da sen kıldır şu bayram namazını” demez- telefon çaldı. Vakıftan Fethi Hocaydı, “Faslılar da katılmak istiyorlar” deyince karnıma bir ağrı girdi.

-Olmaz Fethi hoca, bunların imamı geçen yıl bakana el vermedi de, Hollanda medyası hepimizi bağnaz, ve geri kafalı yaptı. Bunlar gene bir hır çıkarır.
-Altı üstü bir futbol maçı Hürrem, ne olabilir ki? “Bayan hakem istemeyiz” deriz böylece bayan eli sıkma durumu filan olmaz.
-Bunlar kavga çıkarır hocam!
-Olmaz öyle şey, din adamı hiç maç için kavga çıkarır mı?
-Valla benim karnıma bir ağrı girdi, buda şu demektir: bu işin suyu çıkacak, ben bu Faslı imamlara pek güvenmiyorum.
-Anlaştık artık adamlarla, hatta böyle olunca Pakistan ve Surinam camilerine de haber saldık onlardan da gelen olabilir.
-????

3 Mayıs

-Merhaba, Hürrem Beyi arıyorum…
-Evet benim.
-Ben Gerolf van de Kerkhof, maç organizasyon komitesine reformist kilise adına katılıyorum. Maç öncesi ortaklaşa yayınlanacak deklarasyonun içeriğini konuşmak için katılımcı grupları ziyaret ediyorum, deklarasyonun içeriği konusunda sizinle veya imamla konuşmak istiyordum…
-Biraz sonra Cuma namazı için hazırlanmaya başlamam lazım, iki saat sonra ancak işim biter. İmam efendi de henüz gelmedi…
-Ondan sonra da bana uygun değil, başka işlerim var. Size bir taslak hazırlayıp email atsam, o şekilde bu konuyu halletsek? Eğer deklarasyonda yer almasını istediğiniz konular varsa şimdi de sözlü bildirebilirsiniz, ben not ederim…
-Email’e benim aklım ermiyor, fakslasanız?
-Tamam, siz bana faks numarasını verin, bu akşam fakslarım.
-Anlaştık. Şöyle, kısa ve öz bir deklarasyon olsun, din kardeşliği, hepimizin tek ve aynı tanrıya inandığı filan. Malum, ortak noktamız iki dinin de hak din olması.
-Ehem..Tamam ben bir taslak gönderirim, bakarsınız. Zaten tartışmalı konuları değil ortak anlaştığımız noktaları vurgulamamız gerekir değil mi?
-Evet evet.

4 Mayıs Öğle namazı öncesi

-Hürrem, bir faks gelmiş sanırım maç günü deklarasyonu ama benim Hollandacam yetmedi. Zaten bu yazıyı vakfa gönderip onay almadan onaylayamayız.
-Ver bakayım benim Hollandacam senden iyidir.
-……..
-…….
-Ne diyor anladın mı?
-Valla kardeşlik falan, ama aynı Allah’a inanç filan göremiyorum. Sen bunu hemen gönder vakfa, keleğe gelmeyelim. Onlar tercümana okutur iyice incelerler yazıyı.

*****

4 Mayıs Akşam namazı öncesi

-Hürrem, Fethi hoca aradı. Deklarasyonda ne hak dinlerden bahsediyorlarmış, ne de aynı Allah’a olan inancımızdan filan. Bol bol saygı ve kardeşlik lafı, demokrasiye bağlılığa ve topluma uyuma vurgu. “Sanki biz şeriat istiyoruz da” diyor Fethi hoca.
-Yahu, gel biz bu maçtan vazgeçelim hocam. Daha maç başlamadan bir hır çıkacak, benden söylemesi.
-Olmaz öyle şey. Fethi hoca da pişman oldu ama, “olmaz artık” diyor. O kadar da yaygara yaptık. Yarın Lahey’in Rotterdam’ın Türk ve Faslı imamları, Bir Pakistanlı ve iki Surinamlı imamlar eş ve dostlarıyla buraya gelecek, maç saat dokuzda Voorburg’taymış. Maçtan sonra herkes öğle vaktinden önce camisinde olabilsin diye öyle ayarlanmış. Herkeste en azından krampon ve tekmelik olması gerekiyormuş. Herkese bildir.
-Gördün mü? Onlar bile bu Faslılardan çekiniyor da tekmeliği şart koşuyor.
-Hayır Hürrem, tekmelik zaten mecburi de onun için…

5 Mayıs Vakıf Camii

-Rotterdam’dan gelen hocalar aradılar yoldalarmış, Avni hoca geciktiği için yola geç çıkmışlar. Pakistanlı’dan haber yok ne yapalım Fethi hoca?
-Avni hocayı ara, direk maça gelsinler. Pakistanlıyı artık bekleyemeyiz.

5 Mayıs Voorburg Futbol Sahası

-Arkadaşlar bu soyunma odasının duşlarında perde yok
-Hollandalılar spor yaptıktan sonra böyle duş alır baba!
-Hadi len, olur mu öyle şey?
-Valla! Türkiye’de de böyleymiş birçok yerlerde, Ahmet abim söylediydi.
-Ahmet abini de futboldan almalı en iyisi. Ben bilseydim böyle olduğunu…
-Kardeş, bu şortlar dizin üstünde. Biz böyle oynamayız. Bize kimse onların verdiği formalarla oynayacağız dememişti.
-Faslı imam haklı.
-Ben bizim Faslı çocukların takımını arayayım, onların formalarını getirsinler, yarım saate gelirler.
-Yarım saat çok geç…
-O zaman eşofmanlarla oynayalım?
-Ben bir papaza sorayım.

-Pastör efendi, bizim imamlar futbol şortları çok kısa olduğu için eşofman altlarıyla oynamak istiyorlar. Garip bir durum olmaz değil mi?
-Ehm… olur ama?
-Bizim dinimize göre bu şortlar kısa, problem ondan kaynaklanıyor. Faslı hoca ben şort bulurum diyor ama yarım saat alırmış şortların gelmesi.
-O pastör değil, kilisemizin vaizidir imam efendi, hem sizin ülkenizdeki futbolcular da bu şortlarla futbol oynamıyor mu?
– Düzelttiğiniz için teşekkürler, ben de saygıdan pastör dedim zaten. Bizde öyledir, bekçi de görsek başkömiserim filan der havaya sokarız. İletişime pozitif katkısı oluyor yani. Neyse, peki siz kimsiniz bayan?
-O bizim kilisenin pastörüdür imam bey. Bence sorun çıkmasın, zaman kaybı da yapmayalım, o şekilde çıksınlar sahaya.
-Ben de imam değil müezzinim. Siz böyle hep birbiriniz adına mı konuşursunuz? Konusu açılmışken, deklarasyonda neden benim belirttiğim ‘hak din’ ve ‘hadi aynı Allah’tan vazgeçtik aynı Tanrı’ya inanma’ olayı yer almadı? Niye bana kadar gelip zahmet ettiniz, madem bizim herhangi bir görüşümüze yer vermeyecektiniz?
-Bizim kilisede bu konuda hemfikir olunamadı…
-Ne yani, bizim, sizin inandığınız tanrıya inandığımıza inanmamız sizin onayınızla mı olacak? Hayır anlaşamadığımız nokta, sizin inandığınız tanrının bizim tanrı olmadığına inanmanız, bunun da sizin inandığınız teze zıt olması.
-??
-Hürrem, o konuya girmeyelim. Teşekkürler pastör hanım, ben arkadaşlara söylerim hemen eşofman altlarını çekerler, o şekilde oynarız.
-Hocam, nasıl bu adamlar bize sizin Allah’ınız bizim Allah’ımızla aynı değildir der ya?
-Hürrem, amaç topluma pozitif sinyaller vermek. Uzatmayalım lütfen…
-Hocam, bu pastör hanım niye futbol üniforması giymiş bu arada? Yakışıyor mu koskoca kilisenin pastörü olan kırkını geçmiş bir hanıma?
-????

***

7 Mayıs 07 Türk Gazetesi Dış Haberler Sayfası:

İmamlarla papazların maçı suya düştü

Müslüman ve Hıristiyan din görevlileri arasında önceki gün yapılması planlanan bir dostluk maçı, imamların karşı takımda kadın oyuncular olmasına itirazı nedeniyle iptal edildi.

Lahey – Önce imamlar, “Dinimizde kadınlarla yakın temas günahtır. Biz oynamayız” dediler. Bunun üzerine kilise yöneticileri kadın futbolcuları kadrodan çıkarmayı kabul etti. Ancak bu defa da, “kadınları çıkarırsanız biz de oynamayız” diyen papazlar protesto etti ve oynamayacaklarını belirttiler. Taraflar bir anlaşmaya varamayınca maç iptal edildi.

Leave a comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.